Her biri kendine has özellikler barındıran on altı “farklı” öykü okuyoruz İstanbul 2099 derlemesinde; ortak payda ise, gelecek tasavvurlarının distopyaya yakın durması.
“William Gibson seksenli yıllarda yazdığı bilimkurgu romanı Neuromancer’da İstanbul’u hep aynı kalan kent olarak tarif etmişti. O kitabın üzerinden geçen çeyrek yüzyılda baş döndürücü hızla değişti şehir. Peki taşı, toprağı, suyu ve canı yerinden oynatan bu değişimin bizi nereye götüreceğini tahayyül ediyoruz? Bu kadim kent iki binyıl önce de hikâyeleriyle ve anlatıcılarıyla buradaydı, 21. yüzyılın kapanışında da öyle olacak ama nasıl bir suretle?” İşte bu soru on altı yazara sorulmuş, ve ortaya, İstanbul 2099 derlemesi çıkmış.
Aslı E. Perker, Tayfun Pirselimoğlu, Barış Müstecaplıoğlu, Deniz Tarsus, Engin Türkgeldi, Afşin Kum, Sabri Gürses, Mehmet Açar, Doğu Yücel, Cem Akaş, Gülayşe Koçak, Altay Öktem, Murat Uyurkulak, Elif Türkölmez, M. Berk Yaltırık ve Hakan Bıçakcı. Bu isimlerin takipçileri ilgili sayfalarda az çok nasıl bir öyküyle karşılaşacaklarını tahmin edebilirler ve evet, her biri kendine has özellikler barındıran on altı “farklı” öykü okuyoruz İstanbul 2099 derlemesinde; ortak payda ise, gelecek tasavvurlarının distopyaya yakın durması. Diğer bir deyişle, adını andığımız yazarların geleceğin İstanbul’una ilişkin bakışları pek iyimser değil.
İSTANBUL 2099
derleyenler: Kutlukhan Kutlu, Aslı Tohumcu
Doğan Kitap, 2018, 263 s.
Dipnot: Henüz ilk günlerindeyken, elimizdeki kitapla birlikte gözümüzü bir anda 2099 yılına dikmiş olmamız, 2019 yılına biraz haksızlık olabilir. Ne de olsa 2019 yılı, aslında bilimkurgu severler için “önemli” bir tarih: 2019’un Los Angeles’ını gidip bizzat görmek artık mümkün elbette ama isteyenler –senaryosu Philip K. Dick'in Android'ler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanına dayanan– 1982 tarihli Blade Runner filmini de yeniden izleyebilir!
